Çetin Çıldır'ın Köşe Yazısı

Bu yazıda, oynanan oyunu bir de satranç tahtası üzerinden anlatmayı deneyeceğiz.

Satranç bilenler biraz daha kolay anlayacak.

Diğerleri için bazı taşlar üzerinden anlamayı kolaylaştıracağız.

Dünya, bazıları için büyük bir satranç tahtası, oynanan ise oyun, ölen insanlar da sadece bir taştan ibaret. Bu kadar basit mi dediğinizi duyuyorum, inanın tahmin ettiğinizden de basit. Biraz ilerleyelim ki taşlar yerine otursun.

Bugün hemen herkes görüyor ki , PKK denilen cani şebekesi ABD'nin masadaki piyonu.

Ama dün bu piyonun gerçek sahibini çok az kişi biliyordu.

Mesela Uğur Mumcu, son yazılarında bu şebekenin bağlantılarını deşifre etti ve öldürüldü. Yine mesela, Eşref Bitlis de ABD uçaklarından PKK' ya yardım atılıyor dedikten kısa bir süre sonra suikaste uğradı ve öldürüldü. Yani o günlerde piyon gizli kalmalıydı, ifşa edenler yok edildi. Biraz daha ilerleyelim.

PKK piyon da bu örgütün siyasi ayağı olduğunu açıkça ifade eden HDP ne? Bu siyasi partiyi legalize etmek için her yolu deneyenler, açık ya da gizli ittifak yapanları da satranç tahtasındaki yerlerine siz yerleştirin. O tahtada onların kadınlar gününü kutlayanlara da yer ayırın. Devam,

Satranç tahtasına alt perdeden bakarsanız sadece piyonları görürsünüz. Biraz daha dikkatle baktığınızda daha değerli taşların bu piyonların arkasında olduğunu görürsünüz. Bütün taşların bir görev ve sorumluluğu olduğunu da oyunu bilenler bilir. Tüm taşlar şahı korumak için oradadırlar. Gerektiğinde kendini öne atar ve intihar ederler. Oyunun temel amacı ise şahı görmektir. Zaten şahı gördüğünüzde hâlâ hayatta iseniz oyun biter. Peki gerçekten oyun bitmiş midir? Tabii ki hayır, şah da dahil o taşları oynatan akla ulaşmadan oyun asla bitmez.

Bütün bunları neden anlattım. FETÖ, PKK ve üç harfli bilumum terör örgütleri ve bunların işbirliği yaptığı unsurların tamamı tahtadaki piyonlardır. Siz bu piyonları devirdikçe, arkalarındaki, at, fil, kale vezir gibi daha değerli taşlar ortaya çıkıyor. Uzun yıllardır piyonlarla mücadele ederken büyük bedeller ödeyen bu devlet, şimdi daha değerli taşlar ile yüzleşiyor.

FRANSA, YUNANİSTAN hatta ABD neden göründü sanıyorsunuz. Devrilen piyonlara bakmadan bunu anlayamazsınız. Biz tarih boyunca bu taşların tamamı ile yüzleşmiş bir milletiz. Hepsini tanıyoruz. Hangi taş devrilince arkadan hangi taş çıkar yerlerini de biliriz. Geçmişte şah ile de defalarca yüzleştik. Uzun süre sonra şahı görmeye yeniden yaklaştık. Bu itlerin sahibini görmeye az kaldı. Devrilen her taş bu yüzleşmeyi yaklaştırıyor. Siz şaha da çok takılmayın, mesele o taşları oynatan akıl.

SON SÖZ

Şimdi oyuna biraz daha farklı yaklaşalım ki zorluğunu anlayın. Tahtada iki tarafın da taşları var yani görünürde oyun son derece adil. Sorun şu ki sizin kendinize ait sandığınız bazı taşlar da karşı taraf, tarafından oynanıyor. Siz taşı kendinizin zannedip sağa oynuyorsunuz, taş sola gidiyor. Yani bazı taşlarınız da sizden görünüp karşıya çalışıyor. Bu oyun 250- 300 yıldır böyle sürüyor. Osmanlı'nın son döneminde şah dediler, rok yapıp kale ile şah' ın yerini değiştirdik, kaleyi verdik ŞAH kurtuldu. ŞAH ne , DEVLET.
Zaman zaman devlet diyorum siyaset anlıyorsunuz ya bir de böyle anlatmayı denedim, belki anlarsınız
Şimdi bu bilgiler ışığında bulunduğunuz yere bir bakın. Siz veya kendinizi ait hissettiğiniz siyasi partiler bu tahtada nereye oturuyorsunuz? Bu devlet iki asırdan fazla bir süredir , oyunu bu şartlarda oynamaya devam ediyor. Hepimiz kendimize bakalım bilerek veya bilmeyerek kime çalışıyoruz. ŞAH' IN önünü mü açıyoruz gelip indirsinler diye , yoksa kendimizi ŞAH için feda mı ediyoruz. Bu yazıyı en az üç kere okuyun, sonra da elinizi vicdanınıza koyun düşünün. Bu tahtanın NERESİNDESİNİZ.