TURGAY TÜYSÜZ'ÜN KÖŞE YAZISI

Osmanlı’nın son yıllarından Cumhuriyet’e uzanan mücadele,

Darbelerden günümüze uzanan serüven,

Hak ve onurlu yaşam mücadelesinin adı Emekçiler…

İşçi sınıfının Osmanlı’nın son döneminden , Türkiye’ nin zorlu darbe yıllarına , o zor günlerden günümüze kadar uzanan , içinde büyük zorluklar içeren bir geçmişi var.

İşçilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi, işçilerin hak ve taleplerinin yegane savunucuları ise sendikalardır.

Türkiye’de sendikacılık tam olarak oturmamış olsa da son yıllarda ciddi sendikal faaliyetler görmemiz mümkün.

Geçmişten bugüne darbelerden en çok etkilenen alanların başında sendikal faaliyetlerin geldiğini söyleyebiliriz. Darbelerin getirdiği burhan ve kaostan en çok etkilenen kesim daima işçi sınıfı olmuştur. Bu dönemlerde sendikal faaliyetler genelde yönetim tarafından askıya alınmış, Milli Güvenlik gerekçeleriyle sendikal faaliyetlere izin verilmemiştir.

Türkiye’nin kaos dolu yıllarında , kaosun olumsuzluklarından en çok etkilenen yine işçi sınıfı ve sendikalar olmuştur. Lastik-İş’in efsane genel başkanlarından Rıza Kaus işçilerin uğradığı insanlık dışı ‘’üst arama’’ uygulamasına 70’li yılların en zor dönemleri olmasına rağmen tarihe geçecek bir duruş sergilemişti. Rıza Kaus ‘’ İşçi hırsız değildir. Bu usulü kaldırcağız, sen üstünü aratma, gerisini sendikana bırak ‘’ diyerek , işçinin insanlık onurunu koruyan tarihi bir adım atmıştı.

1999 yılında yaşadığımız Gölcük depreminde Kocaeli derin yaralar aldı, 90’lı yılların en büyük kaos ortamlarından birini o dönem yaşadık diyebiliriz. Bu kaos ortamında da yine en büyük sıkıntıyı yaşan işçi sınıfı olmuştur. Zamanın ekonomik şartlarını işverenlerin , işçi sınıfının üstüne yıkma çabasına dönemin Lastik-İş Sendikası genel sekreteri , 2002 yılında Genel başkanı olacak Abdullah Karacan ve sendika yöneticileri büyük mücadeleler verdi. İşverenin deprem döneminde ki ekonomik maliyetleri , işçilerin üzerine yıkma çabasına Lastik-İş Sendikası grevler ile karşılık vermek istese de , dönemin yönetimi Milli Güvenlik nedeni ile grevlere izin vermedi. Buna rağmen Lastik-İş ve beraberinde pek çok sendika D-100 karayolu üzerinde pek çok eylem yaparak işçinin sesi olmaya devam etti.

Lastik-İş Sendikasının 1949 yılından bu yana,

Darbelerden , ekonomik burhanlara…

Türk-İş ten Disk’e…

Depremlerden, Kaos dolu günlerden bugünlere uzanan büyük ve zorlu bir serüveni var.

Yazımda kısada olsa sendikacılık ve geçmişi hakkında birkaç bilgi paylaşmak istedim. Maksadım sendikacılığın bugün geldiği noktanın daha iyi anlaşılması idi.

Kocaeli’ye ilk geldiğimde yaklaşık 5 yıl kadar Derince’de yaşadım.1991 yılında merkezde Atatürk Bulvarına taşındık. Yeni mahallemizde lastik fabrikalarında çalışan iki aile vardı. Mahalle’de en yeni arabalar hep bu iki ailede olurdu. Dönemin şartlarında araba almak çokta kolay değildi. Renault’un Broadway modeli daha yeni piyasaya çıkmıştı ve bu iki ailede de bu arabadan vardı. Dönemin koşullarında maaşları piyasaya göre iyiydi. Yalnız o dönem lastik farikalarının teknolojik koşulları nedeni ile işçilerde sağlık sorunları fazla oluyordu. Emekli olan lastik işçisi kısa sürede amansız hastalıklar ile uğraşmak zorunda kalıyordu.

Aradan uzun yıllar geçti. Bugün Kocaeli’de lastik işçisi yine en yüksek işçi maaşına sahip kesim olarak karşımızda. Üstelik artık teknolojik olarak üretim tesisleri çok daha iyi durumda ve işçilerin sağlık durumları da keza daha iyi durumda.

Geçtiğimiz günlerde Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Sayın Alaaddin Sarı’yı kurumumuzda misafir etme imkanı bulduk. Sayın Sarı beraberinde Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Nejdet Ulusoy ve Yönetim Kurulu üyesi Sayın Alperen Şakacı ile birlikte geldiler. Çok samimi içten bir ziyaret oldu. Buradan da bir kez daha kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum.

Daha sonra Sayın Sarı’ya Bugün Kocaeli Gazetesi İmtiyaz sahibi Sayın Ahmet Akçaalan ile birlikte aklımızda ki soruları sorduk sorduk ve Sayın Sarı samimiyetle tüm sorularımızı cevapladı. Bu röportaj ve ayrıntıları Bugün Kocaeli gazetesi ve Kocaeli Tv’den takip edebilirsiniz.

Lastik-İş Sendikası Efsane Başkanı Rıza Kuas’tan , Onursal başkan Abdullah Karacan’a ondan bugün bayrağı devir alan Sayın Alaaddin Sarı’ya kadar hem Türkiye genelinde hem de ilimizde yıllardır süren zorlu bir mücadele veriyor. Daima lastik işçisini koruyan ,asla ekonomik koşullar altında ezdirmeyen bir yönetim sergiliyorlar. En son yapılan toplu sözleşmelerde Lastik-İş sendikası üyelerine %84 oranında , rekor denebilecek bir düzeyde bir hak sağladı. Bu durumdan dolayı Sayın Alaaddin Sarı ve yönetimini , lastik işçisini ayrıca takdir etmek gerekir.

Lastik-İş sendikasının son dönemde işçilerin haklarının yanı sıra tesisleşme ve üyelerine farklı olanaklar sunma anlamında da çok büyük adımlar attı. Lastik-İş sendikası, dün olduğu gibi bugünde Türkiye’de sendikacılık anlamında tarihe not düşmeye devam ediyor.