Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı
Dün bir köşe yazdım.
Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılan 1 yıllık 25 araba için “Engelli Bireylere Yönelik Taşıma Sistemi” ihalesine dikkat çektik.
İhalenin 1,5 milyon TL ile 2 milyon TL arasında olduğunu vurguladım.
İlçenin en köklü esnaflarının dahi bu ihaleden haberi olmadığını, ihaleye girmek isteyenlerinde ne yazık ki bu ihaleye giremediğini, sadece üç kişiye davet yapıldığını anlattım.
Ne ilçe Milli Eğitim Müdürü ne her hangi bir yetkili memur ile kişisel husumetim olmadığı gibi bir defa çay içmişliğim, tanımışlığım yoktur. Konu asla kişisel değildi, kamunun uğradığı veya uğrayabileceği zarar ile adil olmanın dışına çıkmadı.
Yazım sonrası Gölcük hareketlendi.
Bir gecede taşıma işi yapan herkesin bu ihaleye girebileceği duyuruldu. Günlerdir olmayan, olamayan düzenleme bir anda oldu, ihaleye giremeyenler sabah 08:30’da ihaleye girmek için davet edildi.
Kötü mü oldu?
Esnafın kamuya olan güveni arttı.
İhaleye 6 kişi girdi.
Kapalı teklifler yapıldı, sonra açık teklifler verildi.
İhale 1 milyon 503 bin TL’ye kazanıldı.
Kimin kazandığı veya kimin kaybettiği ile asla ilgilenmedim. İhaleye kimler girdi, say deseniz sayamam…
Benim için önemli olan devletin kazanması, kamunun kazanması, esnafın kamuya olan güveninin zarar görmemesiydi.
Bugün resmiyette devletin kasasına 100 bin TL’nin üzerinde para kaldı.
Esnafın söylediğine göre ise devletin en az 500 bin TL parası yerinde kaldı.
Keşke ihaleye açık açık davet edilseydi, keşke esnafın içine şüphe düşmeseydi, böyle bir tablo oluşmasaydı.
Bu konuda hassas olan “Sabah 08:30’da ihaleye ya herkes davet edilecek ya ihale ertelenecek” diyen devlet yetkilisine ayrıca teşekkür ederim.
Devletin kasasında kalan bir kuruşta sadece tek su damla katkımız olduysa, olabildiyse ne mutlu bize…
İşte bana göre “gazetecilik” bu demek…
Ve biz çok mutluyuz…