AHMET AKÇAALAN'IN KÖŞE YAZISI

5 katlı bir bina,

9 katlı bir bina,

Dim dik ayakta,

Yanında iki, üç katlı binalar yıkılmış.

Evet deprem bölgesinde en dikkatimi çeken anlardan biri buydu.

Kahramanmaraş’ta,

Hatay’da aynısıydı.

****

İşini düzgün yaparsan,

Yıkılmayan bina yıkılmıyor arkadaş.

Bina hasar görüyor ama dikey bir tabuta dönüşmüyor.

Buna defalarca şahit olduk.

****

Sadece devlet,

Sadece yerel yönetimler,

Sadece hükümet diyerek,

Bir yere varamayız.

Önce bunu anlamalıyız.

Gerekli dersi çıkartıldı mı diyoruz.

Biz çıkardık mı?

İşte herkes kendisine bunu sormalı…

****

İmar kanunu yeterli değil,

Belediyeler oy hesabında,

Müteahhit ucuza kaçmanın derdinde,

Yapı kontrol şirketleri ahbap çavuş ilişkisine girmiş,

Vatandaş ağır hasarlı, orta hasarlı evini yargı yoluyla yıktırmamanın derdinde,

Gazeteci yıkım çalışmalarında vatandaşa destek verdiğini sanarak, yıkım çalışmalarını eleştiriyor.

Ve bir gün dikey tabutların çöküşünü izliyoruz.

Diyorum ya hepimiz dersleri çıkartmalıyız.

Bir şuur değişimi yaşamalıyız.

****

Millet olarak bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor.

Millet olarak bir değişim yaşamak zorundayız.

Yoksa enkazlar altında kalmaya devam ederiz.

Herkes bir suçlu arıyor.

Suçlu biziz arkadaş biziz,

Hepimiziz.

Hasarlı dairesini öğrenciye kiraya veren ev sahibi,

16 daireli ağır hasarlı bir binayı yıkacakken, dava açan ve bina yıkımını senelerce durduran tek daire sahibi…

Oy için olmayacak yere imar açan, yakınlarına kat ruhsatı veren belediye başkanı…

Bundan sonra yıkım ve kentsel dönüşüm kararı alınan bir bölgeden tek vatandaşın şikayetini haber yapmama kararı aldım. Tam tersi yıkın diye destek haberleri yapacağız.

****

Zor değil arkadaş,

Yıkılmayan binalar var.

Adamlar yapmış…

Ve bizler yeni şehirler kurmak zorundayız.

****

Depremin bilimsel boyutu kadar,

Artık şehirleşmeleri konuşmalıyız.

Nasıl kentsel dönüşümler olacak?

Nasıl yeni şehirler kuracağız?

Finans nasıl bulunacak?

Yeni şehirler nasıl olmalı?

“Olmaz olmaz yapamayız” diyenlerden nefret ediyorum.

A diyorsun, olmaz diyor,

B diyorsun, olmaz diyor,

Bırak kardeşim sen o makamı…

Sana göre olmaz,

Sen bunu kadere çeviriyorsun,

Bunlar vizyonsuzca,

Bunlar bilgisizce savunmalar…

Biz artık yeni şehirleri,

Ve yıkılmayan binaları konuşmalıyız.

Çok geç olmadan

Çünkü bağıra bağıra İstanbul depremi geliyor.