“Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve canımızı Müslüman olarak al!”
Gazzeli Müslümanlar, parlayan, ustalıkla işlenmiş sanat eseri ve ücreti cennet olan bir metanet tablosu benim gözümde.
Gazze’de zaman çoktan durdu. Ekmeğin sıcaklığı unutuldu, suyun serinliği ise artık çok uzak. Açlık çoğunlukta diyordu ya hani şair. Evet, vicdanımız eksildikçe açlık çoğalıyor. Açlık sadece mideyi değil insanlığın kalplerini de oyuyor.
Bir annenin gözlerinde görüyorsun kıtlığı, çocuğuna verecek bir lokması yok. Bir babanın avuçlarındaki çatlaklar, çalışmanın değil, çaresizliğin izlerini taşıyor. Bir lokma vicdan, bir umut, bir bakış bekliyor Gazze. En çok da unutulmamak istiyor, hafızadan ve yüreklerden silmek bir şeyi, açlıktan da büyük bir yıkım.
İşkence ve eziyetlere rağmen Gazzeli müminler iman gücüyle kendilerine sabrı tavsiye ediyorlar. Tevekkül ve rıza ile yaşıyorlar. Sekineti kaybetmeyip intihar gibi çılgın düşüncelere kapılmıyorlar. Aksine imanları daha da güçleniyor, sabır ve takatleri daha da artıyor.
Gazzeliler bize şanlı bir mümin olmayı ne de güzel öğretiyor.
Ey Rabbimiz!
Ümmeti Muhammed’e yardım et.
Bizi her anda ve her yerde muzaffer eyle.