2025-2026 eğitim ve öğretim dönemi başlıyor. Bu yeni döneme girerken, eğitim sistemimizin temelini ve yönünü yeniden düşünmek hepimiz için önemli bir sorumluluk. Osmanlı eğitim tarihinde derin izler bırakan, Maarif Nazırı Emrullah Efendi’nin “Tuba Ağacı” metaforu eğer gözümüzü açarsak bugün hâlâ bize yol gösteriyor.
Tuba Ağacı, kökleri gökyüzünde, dalları yeryüzünde olan bir cennet ağacı olarak tasvir edilir. Bu ters büyüyen yapı, Emrullah Efendi için doğal düzenin değiştirilmiş bir metaforu değil, ideal düzenin sembolüdür. Çünkü ona göre ilim ve medeniyet köken olarak yukarıdadır; yani önce yüksek bir mertebede oluşur (üniversiteler, enstitüler, entelektüel merkezler), sonra aşağıya doğru dallanarak halkı kapsar. Burada dikey bir hiyerarşi vardır: Bilgi yukarıdan aşağıya akar.
Emrullah Efendi, eğitimin gelişmesinin yukarıdan aşağıya olması gerektiğini savunurken “Maarifin tanzimi yükseköğretimden başlamalıdır” demiştir. Yani güçlü bir üniversite sistemi olmadan, nitelikli öğretmenler yetişmeden ve modern bilgi üretilmeden sağlam bir ilköğretim ve ortaöğretim de oluşturulamaz. Aydın ve ilimde zenginleşmiş bir zümre oluşacak ki öğretmenleri de yetiştirsin.
Yeni bir öğretim yılına başlarken bu yaklaşımı hatırlamakta fayda var. Üniversitelerimizi güçlendirmek, araştırma ve inovasyon merkezlerini desteklemek, öğretmen yetiştiren kurumları daha donanımlı hale getirmek önceliğimiz olmalı. Tepeden başlayan bu güçlenme, tıpkı Tuba Ağacı’nın dalları gibi bütün eğitim sistemine yayılacaktır.
Dileğim şudur: Üniversitelerimiz bilimde öncü, öğretmenlerimiz mesleğinde donanımlı, öğrencilerimiz ise hayata hazırlıklı bireyler olsun. Eğitim, sadece bilgi aktarımı değil; bir milletin geleceğini şekillendiren en güçlü süreçtir. Unutmayalım ki toplum kendini dönüştüremez devlet tarafından daima yönlendirilmelidir.
2025-2026 eğitim öğretim yılının ülkemize, öğretmenlerimize ve öğrencilerimize başarı, huzur ve hayırlı gelişmeler getirmesini temenni ediyorum.