Çetin Çıldır'ın Köşe Yazısı
Bu ülkenin içinde her ne oluyorsa muhakkak dış politikada karşılığı vardır.
Siz olan biteni siyasi okursunuz oysa siyasetle , en azından iç siyasetle genellikle bir ilgisi yoktur. Bu ülkenin bulunduğu pozisyon küresel güç merkezleri için her dönem önemli olmuştur.
Buna coğrafi konum diyebilirsiniz ya da tarihsel süreç içinde bu milletin yaptıkları ile yorumlarsınız o size kalmıştır.
Bilinmesi gereken bu millet ve devleti asla ihmal edilmez.
Son dönemlerde etrafımızda olanlara da bu gözle bakılmalıdır. Küresel yapının ikinci dünya savaşı sonrası oluşturduğu düzeninin yenilenme zamanı geldi. Yeni oluşacak sistemin paylaşacağı şeylerin tamamı ya bu topraklarda ya da hemen yakınlarında. Güçlü ve ayakta bir Türkiye ise bu sistemin oluşmasının önündeki en büyük engel. Bu devlet 2023 yılını hedef olarak koyarken bunları biliyordu.
Savunma Sanayiindeki gelişme seyri sadece bilmediğini buna hazırlık da yaptığını gösteriyor.
Sağlık sistemine son yıllarda yapılan yatırımlar ise beklenen saldırının sadece askeri olmadığını da gösteriyor.
2023 hedeflerinin ekonomi haricinde çok yakınlarındayız. 2053 ve 2071 olarak belirlenen yeni hedeflerin ulaşılabilir olması 2023 hedeflerine bağlı. Bazılarının bunları siyasetin hayal dünyası olarak yorumlaması bu devleti de bu milleti de tanımama kaynaklı.
Birileri içerde bu devleti her ne kadar önemsiz sansa da güç merkezleri önemini bilir. Bu nedenle asıl operasyon öncesinde içeriden saldırdılar. Gezi, hendek operasyonu , 15 Temmuz bu idi. Sonra kuşatma başladı.
Suriye , Akdeniz , Libya, Yunanistan ve en son Ermenistan. Azarbaycan'a yönelik son saldırı bu ülkenin sinir uçlarına yapılmıştır. Bu operasyonların da kilit unsurunun SIHA'lar olması nasıl anlaşılmalıdır. CHP'li Sezgin Tanrıkulu, Veli Ağbaba ve Canan Kaftancıoğlu üçlüsünün bu Sihalara saldırısı nereye konmalıdır. Ünal Çeviköz'ün Azerbaycan'a MAALESEF yardım ve cihatçı gönderiliyor duyumlarını alıyoruz ifadesi ne anlama geliyor.
Bu açıklamanın arkasından MACRON 'UN 300 cihatçı Türkiye tarafından desteğe gönderildi açıklaması nasıl okunmalıdır. Muhalefetin amiral gemisi CHP'nin her meselede ABD ve Fransa ile aynı çizgide olması tesadüf müdür ? Canan Kaftancıoğlu' nun en son 23 nisandan sonraki gün 24 nisan Ermeni Soykırımını tanıyoruz açıklamasının ve hatta CHP tabanının en hassas olduğu ATATÜRK diyememesinin CHP genel merkezi tarafından kapatılması nasıl yorumlanmalıdır. Bu örnekleri yazdıkça muhalefete mensup arkadaşlar tepki veriyor. Bu tepkiyi bu isimleri yönetimde tutmaya devam eden CHP genel merkezine verseler belki sonuç alırlar.
Yazının ilk bölümünü bir soru ile tamamlayalım.
Siz mevcut CHP'nin Atatürk'ün, hatta Ecevit' in , veya hiç değilse Baykal'ın CHP si olduğuna EMİN MISINIZ ?
SON SÖZ
Siyasete meraklı bir milletiz. Ancak burnumuzun dibinde olup bitene bir o kadar duyarsızız. Olan biteni siyaset üzerinden yorumlama merakımız anlamamızı zorlaştıran en önemli etken. Mesela Ermenistan'ın sivil yerleşimlere saldırı şekli ne kadar da Asala üzerinden içine sızdıkları Pkk'nın eylem tarzına benziyor. Geçmişte anlamamak çok normal de her şey bu kadar açıkken anlamamak garip. Bir soru ile bitirelim. CHP, IYI, HDP , SAADET, DEVA , GELECEK koalisyonunun bu ülkeyi yönetecek iradeye sahip olduğuna inanıyor musunuz ? Erdoğan nefretine bir saniye ara verip onun gitmesi halinde gelecek olanlara da bir bakın. EMİN MISINIZ !!!