Geçtiğimiz cumartesi, içime işleyen bir yolculuk yaptım. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin daveti üzerine katıldığım Gonca Engelsiz Yaşam Merkezi’nin açılışı, hayatım boyunca unutamayacağım anılardan biri oldu. Açılış öncesi Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, biz basın kuruluşları temsilcilerine tesisi gezdirdi. Ama bu gezi, sadece bir mekân tanıtımı değil, bir vicdanın, bir vizyonun ve bir yüreğin tanıklığıydı.
İzmit Vinsan Kampüsü’nde 9.609 m² açık, 6.176 m² kapalı alanda kurulan merkez, her yaştan ve her engel grubundan bireyin yaşamına dokunacak çok yönlü imkanlarıyla fark yaratıyor.
Daha ilk adımda anladım: Burada sıradan hiçbir şey yoktu. Her detay, her bir köşe, özel bireylerin hayatına dokunmak için düşünülmüş, inşa edilmiş ve sevgiyle tamamlanmıştı. Bir gazeteci olarak gözlem yapmaya gitmiştim ama kalbim orada kaldı. Tesisi gezerken gözlerim doldu. Çünkü burada “engelli” değil, “değerli” vardı. “Yetersizlik” değil, “potansiyel” vardı. Ve en önemlisi, burada sevgiyle sulanan bir umut ağacı vardı: adı “Gonca”ydı.
***
Gonca Engelsiz Yaşam Merkezi yalnızca fiziksel bir bina değil, bir duruş, bir anlayış, bir hayat felsefesi. Down sendromlu kardeşimizden, fiziksel engelli bireylerimize kadar herkesin kendini bulabileceği, üretkenliğini keşfedebileceği, özgüvenini kazanabileceği bir merkez olmuş Gonca. Yani aslında, görünenden çok daha fazlası.
Her bir atölye, her bir sınıf, her bir koridor; umutla, sabırla ve sevgiyle örülmüş. Kuaför salonunda saç kestirmenin dahi travma değil başarıya dönüştüğü bir yer. Kahvesini kendi yapan, kurabiyesini kendi pişiren gençler gördüm. Kamera karşısında konuşmaya cesaret eden bireyler, alışveriş yapmayı öğrenen çocuklar, ritim tutan yürekler… Hepsi, “Ben de varım” diyerek hayata tutunuyordu.
***
Ve yalnızca bireyler değil; aileler de bu merkezin içinde. Çünkü engelli bir bireyin yaşamı, sadece kendisini değil, bir bütün olarak ailesini etkiler. Gonca, bu gerçeği tüm çıplaklığıyla görmüş ve çözümün bir parçası olmuş. Aileler burada sosyalleşiyor, dertleşiyor, yüklerini hafifletiyor. Çünkü biliyorlar ki yalnız değiller. Aynı yoldan geçmiş, aynı sınavlardan geçmiş yürekler yanlarında…
***
Merkeze “Gonca” ismi verilmiş, ne güzel düşünülmüş... Çünkü her umut bir gonca gibi başlar. Önce kapanır içine, sonra yavaş yavaş ışığı bulur, suyu bulur, sevdayı bulur ve açar... Tıpkı bu merkeze gelen bireyler gibi. Burada kimseye acıyarak değil, herkesin içindeki cevheri fark ederek yaklaşılıyor. Burada iyilik var, burada duyarlılık var, burada yarınlara açılan kapılar var.
***
Engelsiz yaşam dediğimiz şey, sadece rampalarla ya da özel asansörlerle olmaz. Engelsiz yaşam bir vicdan, bir anlayış, bir seferberlik işidir. Gonca, işte bu vicdanın vücut bulmuş hâli. O yüzden bu yazıyı yazarken sadece bilgilendirmek değil, hissettirmek istedim.
Tahir Başkan’a da özel bir parantez açmak gerekiyor. “Sadece bir bina yapmadık, umut inşa ettik” derken samimiydi. Gerçekten de Gonca’nın her taşı umut taşıyor.
***
PEKİ GONCA'DA NELER VAR?
Gonca’da hizmetler yalnızca birey odaklı değil; bütün bir aileyi içine alan güçlü bir sistem üzerine kurulu. Riskli gebelikten itibaren başlayan destek programlarıyla aileler erken dönemde bilgilendiriliyor, ebeveyn eğitimleriyle süreç boyunca güçlendiriliyor, kardeş eğitimleriyle tüm aile destekleniyor.
İlk adım Engelsiz Diyalog Ofisi: Gonca Engelsiz Yaşam Merkezi bünyesinde oluşturulan Engelsiz Diyalog Ofisi, hem merkezin içinde hem de şehir genelinde özel bireylerin ve ailelerinin her türlü talep, öneri ve sorunlarını dinlemek üzere hizmet veriyor. Ofis, vatandaşların geri bildirimlerini anlık olarak değerlendirip çözüm süreçlerini hızlandırıyor. Ayrıca yeni hizmet tasarımlarında ailelerin ve bireylerin görüşlerini doğrudan alarak merkezin sürekli gelişen ve ihtiyaçlara göre şekillenen bir yapıda olmasına katkı sağlıyor. Engelsiz Diyalog Ofisi, güçlü iletişim anlayışıyla sadece sorun çözen değil, aynı zamanda yol arkadaşlığı yapan bir birim olarak görev yapıyor. Gonca’nın kalbi atölyelerde atıyor. Bireyler burada yalnızca eğitim değil; yaşam becerilerini, özgüvenlerini ve hayallerini geliştiriyor.
Berber & Kuaför Atölyesi: Hassas bireyler için özel tasarlanan berber salonunda, saç kesimi artık bir korku değil; bir başarıya dönüşüyor.
Barista ve Mutfak Atölyeleri: Kahvesini kendi demleyen, ilk kurabiyesini kendi pişiren bireyler; üretmenin ve paylaşmanın mutluluğunu tadıyor.
Market ve Kasiyerlik Eğitimi: Alışveriş ve kasiyerlik eğitimleriyle günlük yaşam pratiği kazanıyor, bağımsızlık yolunda güçlü adımlar atıyorlar.
Stüdyo ve İçerik Üretim Alanı: Kameralar karşısında kendini ifade etme cesareti kazanılıyor; bireyler kendi hikayelerini anlatıyor.
Bahçecilik ve El Sanatları: Doğayla ve sanatla temas, bireylerin duyusal gelişimlerine katkı sağlıyor.
Sanatta Ben de Varım: Tiyatro, ritim, seramik ve resim atölyeleri ile bireyler sanatı keşfediyor.
Sporda Ben de Varım: 14 farklı branşta eğitimlerle sporun iyileştirici gücüyle buluşuyorlar.
İstihdamda Ben de Varım: Barista, reyon görevlisi, servis elemanı gibi mesleki eğitimlerle iş hayatına hazırlanıyor; kariyer planlama ofisinde mülakat tekniklerinden EKPSS hazırlık kurslarına kadar profesyonel destek alıyorlar.
***
Gonca Engelsiz Yaşam Merkezi sadece bireyler için değil, onları destekleyen aileler için de bir yaşam alanı sunuyor. Çocuklarını, yakınlarını merkeze getiren aileler burada sosyalleşme, deneyim paylaşma ve birbirlerine destek olma imkânı buluyor. Böylece aileler hem günlük yüklerini hafifletiyor hem de aynı yoldan geçen insanlarla kurdukları dostluklarla güçleniyor. Merkez, ailelerin yalnızlık hissini azaltırken, güçlü bir dayanışma ağı oluşmasına da zemin hazırlıyor.
***
Bu merkezin açılışı bir başlangıç. Ama asıl olan, bu farkındalığın her güne yayılması. Özel bireylerin hayatlarına dokunmak, onları üretime, hayata, topluma katmak; bir lütuf değil, bir haktır. Onlara uzatılan her el, aslında insanlığın kendisine uzattığı bir eldir.
Bu vesileyle tüm özel bireylerimize, onları hiç yalnız bırakmayan ailelerine ve tüm emek verenlere gönülden teşekkür ediyorum. Gonca, Kocaeli’nin değil; vicdanı olan herkesin merkezidir artık.
Ve ben bu merkezin açıldığı gün şunu bir kez daha anladım: Umut, hep en sessiz yerlerde yeşerir.
Ve o gün Gonca’da umut, çiçek gibi açtı…