Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Çevre ve Orman eski Bakanı Osman Pepe’yi 2014 seçimleri öncesi  Kocaeli Tv’ye davet etmiştim. Seçimler öncesi bir çok konuda Sayın Pepe değerlendirmelerde bulundu. Siyasetin rant kapısı olarak görüldüğü tartışmalarını sordum.

Anlattı, anlattı…

Siyasete girmeden ne kadar mal varlığı olduğunu şimdi ne kadar parası olduğunu açıkça sordum.

İlk yıllarda 15 milyon gibi sermayesinin olduğunu şimdi ise 2 buçuk 3 katı arttığını kendisi söyledi.

Yani 45 milyon TL yıl 2014.

Bunu neden yazdım?

Önce ki gün bir okurum fotoğraf gönderdi.

Kendisi de çok etkilenmiş.

Açıkçası bende çok etkilendim.

Seka’da ailesi ile gezerken yanında bir araç durmuş.

Mercedes, BMW değil.

Değeri 60 bin ile 75 bin TL arasında değişiyor.

Aracın sürücüsü Türkiye’nin tanıdığı bir isim,

Koruma kalkanı yok, tek başına.

O kişi Bilim Teknoloji ve Sanayi eski Bakanı Nihat Ergün.

Araştırdım, doğru bilgi.

Araç kendisine ait.

Risk almaz, tam bir bürokrat diye eleştirilen Sayın Nihat Ergün’ün eski Türkiye’nin bozulmamış, ranta düşmemiş bir kimliği olduğunu düşünüyorum.

“Benim 10 bin lira borcum var. Nasıl belediye başkanı olacağım” diyenlerin milyonluk araçlara bindiği günümüzde, açamayacağı kapı olmayan Sayın Nihat Ergün kirlenmemiş bir hayat yaşıyor.

Etrafında menfaatçi yığınlar yok...

Söylediklerinin bedelini ödedi çoğu zaman.

17 Aralık’tan sonra; 'Yolsuzluklarla mücadeleyi şiar edinmiş hükümet kurduk. Bu kadar mücadele ederken karşımıza ister siyasetin ister bürokrasinin içinden baş göstermişse o başı ezeriz'  ifadeleri günlerce tartışılmıştı.

Devam etti.

Susmadı.

Yolsuzluk ve rüşvet olaylarının ve 4 eski bakanın yargılanmamasının partiyi çok etkilediğini söyledi.

Tam durur dediler;

“Ben olsam Reza Zarrab'a ödül vermezdim” dedi.

Bildiğini söylemekten hiç çekinmedi Sayın Ergün.

Geriye dönüp baktım.

Hakkında yolsuzluk iddiaları bulamadım.

Sahte diploma ile TUBİTAK’a giren damadı çok konuşuldu.

“Bizim damat sahtekar çıktı” diyecek kadar samimiydi.

Ve makamlardan ayrıldıktan sonra yine mücahit olabilmiş.

Evet yanlış okumadınız; mücahit

Mücahit olarak gelenler ya holding sahibi ya müteahhit oldular.

O yüzden Sayın Nihat Ergün’e diyorum ki helal olsun.

Zaman zaman haksızlıklar karşısında o da sussa da…

Yine de bu araçla bu yaşam standartlarınla,

Siyaset sahnesinde kirlenmediği için helal olsun…

 

nihat-ergun.jpg