Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı
14 başlık,
134 sayfa,
Tek tek okudum.
Ali Babacan’ın kuruculuğunu üstlendiği Demokratik ve Atılım Partisi programından bahsediyorum. Kurucular kurulunda olan isimlerin dahi tamamını okuduğundan şüphe ediyorum.
Ne anlatacaklarını ve yol haritalarını merak ettim.
Babacan’ın partisi beş ana söylem üzerine kurulmuş;
1-Güçlü parlamenter sitem,
2-Adalet, eşitlik, hukukun üstünlüğü (Evrensel değerler)
3-Ötekileştirme ve baskının son bulması (özgürlük)
4- Ekonomi, refah standartlar
5-Hesap verebilirlik, şeffaflık, liyakat, ahlak
Ak Parti’nin adını kullanmadan genel anlamda gelinen noktayı bu başlıklarla eleştiriyorlar.
Her sayfada “Korku ve baskı" kelimesine dikkat çekerek; son bulacağı vurgulanıyor.
Programda neler dikkatimi çekti;
-Türkiye’nin hükümet sistemleri konusundaki deneyimleri birlikte alındığında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Türkiye için doğru bir tercih olmadığına inanıyoruz.
-Toplum olarak, adalet değerinden uzaklaşan ülkemizde devlet sisteminin temellerinin sarsıldığında tanıklık etmekteyiz. Parti olarak adalet beklentisinin çok yaygın ve güçlü olduğunun farkındayız. Partimiz adalet değeri üzerine kurulmuştur. OHAL mevzuatını ve hukukun evrensel ilkelerine aykırı düzenlemeleri yenileyeceğiz.
-Anayasa Mahkemesinin demokratik meşruiyetinin yeniden sağlayacak ve güçlendireceğiz.
-Hakim ve savcıların mesleğe atanmalarında, kamu hizmetlerine girmede eşitlik ilkesine uygun, objektif kriterlere dayalı ve her türlü kayırmalara kapalı bir sistem getireceğiz. Hakimlerin görev yaptıkları bölge için öngörülen süre dolmadan görev yerlerinin değiştirilmesini mümkün olmaktan çıkaracağız.
-Parlamenter sistemin bir gereği olarak, Kanun Hükmünde Kararname gibi TBMM’nin yasama yetkisinin devri anlamına gelen uygulamalara son vereceğiz.
-Seçim yasasında temsilde adaleti sağlamak amacıyla, barajın düşürülmesi ve seçim bölgesinin daraltılmasıyla ilgili düzenlemeleri gerçekleştireceğiz.
-Medya çeşitli sindirme, müdahale ve baskılar ile siyasetin etkisine girmiş ve belirli bir söylemin propaganda aracı haline dönüşmüş denetleme imkanı ortadan kaldırılmıştır. Basının kendinden beklenen işlevi yerine getirebilmesi için her türlü adımı atacağız. Keyfi akreditasyon kararlarını engelleyeceğiz. AA, TRT’yi yeniden yapılandıracağız.
-Kesin hükme dönüşmüş adli bir karar olmadıkça seçilmişlerin görevden alınmasına izin vermeyeceğiz (Belediyelere kayyum atamaları)
-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve taraf olduğumuz diğer uluslararası sözleşmelerin ihlali iddialarının etkin bir şekilde soruşturulmasını teminat altına alacağız.
-Kürt sorunu kabul edilmiş ve çözümler sıralanmış, Kürtçe’nin kullanılması için çalışmalar ve gerekli düzenlemeler yapacağız.
-Yerel yönetimlerin gelir, harcama ve denetleme mekanizmalarını yeniden düzenleyeceğiz.
-Son dönemlerde büyümenin kredi genişlemesi ile desteklenen tüketime ve üretken olmayan alanlardaki yatırımlara dayalı yapısı, dış dengede sürdürülebilirlik sorununu da beraberinde getirmektedir. Diğer yandan, Merkez Bankası’nın bağımsızlığıyla ilgili sorunlar para politikasının tutarlılığına ve öngörülebilirliğine zarar vermektedir. üretken olmayan sektörler ile imar rantlarına dayalı bir büyüme yaklaşımdan, başta sanayi olmak üzere üretken sektörlere öncelik veren bir modele geçeceğiz. Sanayi, hizmet, tarım ve enerji sektörlerine yönelik kapsamlı dönüşümler öngören sektörel reform programlarımız büyüme vizyonumuzun gerçekleşmesine önemli katkılar sağlayacaktır.
-Türkiye İstatistik Kurumu’na güçlü bir bağımsızlık kazandırarak kurumun ve yayınladığı istatistiklerin güvenilirliğini arttıracağız.
-Kamu vicdanında büyük yaralar açan kamuda lüks, gösteriş, israf ve savurganlığa son verecek, bina ve araç kiralamalarına, temsil ve tören harcamalarına sınırlama getirecek, bunların tekrarını engelleyecek mekanizmaları geliştirecek ve bu konularda kamuoyu denetimini teşvik edecek düzenlemeleri hayata geçireceğiz.
-Kırsal kalkınmada odak tarımsal ve ekonomik gelişmenin ötesine geçmekte; sosyal, çevresel ve kültürel boyutlar da önem kazanmaktadır. Üretici birlikleri ve kooperatiflerin kurumsal kapasitelerini güçlendirecek ve iyi yönetişim ilkeleri çerçevesinde yeniden yapılandıracak düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Bunları, küçük işletmelerin tedarik zinciri kurmalarını, lojistik imkanlara erişebilmelerini, ürünlerini ulusal ve uluslararası pazarlarda satabilmelerini, bölgesel ve global marka haline gelebilmelerini destekleyecek bir yapıya kavuşturacağız.
-Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunmasını savunuyoruz. Suriye’de kalıcı çözümün, tüm etnik ve dini grupların, Suriye yönetiminde temsili ve doğal kaynaklarından adil bir şekilde faydalanmasından geçtiğine olan inancımız tamdır. Bunun öncelikle siyasi ve diplomatik yöntemlerle sağlanacağına inanıyoruz. Türkiye’nin, Adana Protokolü uyarınca kendisine tanınmış olan haklardan istifade ile, Suriye ile potansiyel terör tehdidinin bertaraf edilmesi yönünde işbirliği imkanına kavuşacağını öngörüyoruz.
-Çete, mafya ve benzeri organize suç örgütleriyle kararlılıkla mücadele edecek, bu yapıların devlete sızmalarını önleyecek ve devletten güç aldığı algısını oluşturacak her türlü söylem ve faaliyetlere ağır yaptırımlar getireceğiz.
-İmar planı yapma konusundaki yetki dağınıklığını, mahalli idarelerin imar planı yapma, merkezi yönetimin ise denetim yapma yetkisine sahip olacağı bir anlayışı esas alarak gidereceğiz.
Bunların dışında çalışma hayatı, sağlık, eğitim, spor, kadın, gençler, kültür ve sanat, göç politikaları, engelliler, dış politika, güvenlik, savunma sanayi gibi farklı başlıklar detaylı olarak incelenmiş…
Deva programında şimdilik bunları anlatıyor…
Birileri başarılı veya başarısız görebilir,
Kimi yeni iktidar olarak görür, kimi partiler çöplüğüne yeni bir parti eklenecek der.
Benim şu anlık gördüğüm Ali Babacan ve ekibi 5 yıl sonrasını inşa ediyor…