ÇETİN GÜROL'UN KÖŞE YAZISI
Yiğidin hakkı yiğide verilmeli.
Tamamen yerli ve milli bir bilim adamından bugün sizlere bahsetmek istiyorum.
Prof. Dr. Numan Akdoğan, 1979 Kocaeli doğumlu.
Gazi Lisesinden mezun olduktan sonra başarılı bir üniversite ve akademik çalışmalar neticesinde kentimizin gururu olan ancak sessiz ve mütevazı kişiliği nedeniyle ön plana çıkmamış bir isim.
Bizim kentimizde hiçbir şey yapmadan kuru gürültü ile ön plana çıkmış, sosyal medyada oradan oraya koşup giden ancak bulundukları makama güç vermeyi bırakın güç alanları görünce bazen kente dair heyecanım da gitmiyor değil.
Gelene ağam, gidene paşam deyip günü kurtaran, toplumda da itibar görenlerin tam tersine kendini bilime adamış hatta bunu yaparken de reklam yapmadan sessiz sedasız önce memleketi için, sonra öğrencilerinin gelişimi için çaba sarf eden bir dost kendisi.
Kendisi ile Kocaeli Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi olarak birlikte çalışma fırsatı bulduğum Prof. Dr. Numan Akdoğan’a hep, “ Hocam seni bir gün ziyarete geleceğim” diye konuşuyorduk.
Kanuni Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Muharrem Seçgün ve oğlu fizyoterapist Zeynel ile birlikte Gebze ziyareti planladık ve bu plana sevgili Numan hocamızı da dahil ettik.
Prof. Dr. Numan Akdoğan ile telefonlaştık ve kendisi sağ olsun, tamamen yerli ve milli bir proje olan litografi cihazını tasarlayıp hazır hale getirdiği Gebze Teknik Üniversitesi Teknopark içindeki Mikronya Arge Şirketinde ağırladı.
Nihayet uzun zamandır gerçekleştirmek istediğim o ziyareti hayata geçirmenin ve bir dost ile uzun süre sonra sohbet etme fırsatı bulduğum için çok mutluydum.
Numan hoca yerinde duran biri asla olmadı.
Hep proje üretti.
Şimdi de çok önemli bir cihazı tamamen kendi yazılım ve tasarımı ile hayata geçirerek, ülkemizin milyon dolarlarının dışarıya gitmesini önleyecek cihazı üretmenin heyecanı içerisindeydi.
Başka birisi olsa yer yerinden oynar, basının ilgi odağı haline gelmek için çaba serf ederdi.
Numan hoca mütevazı kişiliği ile projesini anlatırken bile ses tonunu küçülterek konuşmaya gayret ediyordu.
Litografi cihazı ile saç telinden 50 kat daha küçük çipleri yapacak bir cihazı üreterek, savunma sanayi, sivil sanayi ve sağlık alanında da bir damarın içine konulabilecek küçüklükte çipler üretecek bir cihazı üretmişti.
Malum ülkemiz jeopolitik konumu itibariyle büyümesini istemeyen dış güçler tarafından zaman zaman projeleri aksasın diye cihaz vermeme yoluna gidebiliyorlar.
Hayatımızın her alanında kullanılan çipler için yerli ve milli üretimi yapılan bu cihaz ile yurt dışındaki mahfillere muhtaç kalmadan kentimizde Gebze Teknik Üniversitesi Teknoparkında üretimi yapılacak.
En basit anlatım ile kanser ve sinir hücrelerinin etkileşimini yapmak istiyorsanız onların geçemeyeceği kanallar yapabilmeniz gerekiyor. İşte bu cihaz ile bir devrim yapacak ve hastanın sağlığı için önem arz edecek çipleri litografi cihazı ile yapabileceğiz. Yine sivil teknolojilerde sıcaklık sensörleri, manyetik alan sensörleri gibi çok küçük sensörleri yapmak için litografi cihazı yapmanız gerekiyor.
Bunu bu kentin bir evladı, İzmit sokaklarının tozunu yutmuş bir yiğit yaptı.
Kendisi ile 10 yılı aşkın bir dostluğumuz bulunuyor.
O dönemde de davranışları ile her zaman örnek gösterdiğim bir kişiydi.
Şimdi onun yaptıklarını görünce kendisi ile bir kez daha gurur duydum.
Tübitak’ın desteği ile zaman zamanda kendi rızkından katarak sürdürdüğü projeye öğrencilerini de dahil ederek hem sahada bizzat öğrenme fırsatı sağlayıp hem de ekonomik olarak öğrencilerine destek oluyor.
İşte böylesi bilim insanlarına ihtiyacımız var.
Böylesi bilim insanlarını desteklememiz gerekiyor.
Koca koca binalar yapabilirsiniz. İçlerini son teknoloji cihazlar ile de donatabilirsiniz. Son model onlarca arabaya da binebilirsiniz. Ancak Prof. Dr. Numan Akdoğan gibi yerli ve milli bir proje yaptığınızdaki hazzı alamazsınız.
Her zaman söylüyorum. Yine tekrarlayacağım.
İnsan ölür kalır eseri, merkep ölür kalır semeri.
Numan hoca sen çok önemli bir eseri önce ülkemize kazandırdın.
Yıllar geçse de senin çocukların ve torunların hatta torunlarının torunları da dedelerinin yerli ve milli projesini hayata geçirdiğin için önemli bir miras bıraktığın için gurur duyacaklar.
Tarih güçlüden değil gerçeklerden yanadır ve sadece olanı tüm çıplaklığı ile gelecek nesillere aktarır.
Gebze Teknik Üniversitesi araştırma ve geliştirme anlamında gerçekten ülkemizde çok önemli bir seviyeye geldi.
Bu manada çok büyük katkısı olan GTÜ eski Rektörü şimdinin Aselsan Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün’ü de anmadan geçemeyeceğim.
Umarım Kocaeli Üniversitemizin de yeni rektörünün atanması ile birlikte yerli ve milli projelerin gelişiminde onların yaptıkları zamanları da umarız görürüz.
Numan hocam iyi ki varsın.