Mustafa Kalabalık'ın Köşe Yazısı
Hakkını yemeyelim ki, AK Parti + MHP iktidarı da son yıllardaki uygulamaları(!), mağdur, mağrur denklemindeki dönüşümleri ile de katkı sunuyor…
Daha önce birkaç kez yazılarımda değindiğim seçmen tercihlerinin yönü ve etkilerini, önümüzdeki seçimlerin, şimdiye kadarki seçimlerin belki de hepsinden ülkemiz için de hayati düzeyde olduğunu düşünmem, gösterilen çabanın daha somut eylem, söylem ve çalışmalarla ortaya çıkmaması nedeniyle bir kez daha hatırlatmak istedim.
Şimdiye kadarki seçim sonuçlarının, siyasi partiler, liderler, yaşam tarzları, ülke ekonomisine dair beklentiler, memnuniyet ve memnuniyetsizlikler ile seçim sonucu tablolarına yansımasına rağmen, önümüzdeki seçimlerin, geçmişte hiç de dile getirilmeyen bir şekilde, adeta “rejim” sonucunu etkileyeceğini görüyorum…
Bundan dolayı da toplumun daha farklı ve net bir şekilde bilinçlendirilmesinin, bilgilendirilmesinin gerekliliğini de düşünüyorum.
Sadece mevcut siyaset kurumlarının, siyasi partilerin, laf kalabalıkları, tartışma ve kavgaları ile birbirlerini suçlamalarını, eğitim, sağlık, ekonomi, dış politika, adalet vs. gibi ülke yönetiminin genel işleyişlerine yönelik çalışmalarından ziyade, önümüzdeki asıl sorunları(‘!) ve tehlikeyi(!) görmezden gelinmesini anlayamıyoruz, kabul edemiyoruz.
Ya da paranoyak olduk!
En azından toplumun belirli bir kesimi!
Seçmen toplumunun tercihlerindeki psikolojisi üzerine çalışmak lazım geldiğini yineleyerek, günlük siyasi nutukların, vaatlerin, suçlamaların ve hakaretlerin yerine, somut, net ve kesin örneklemelerle, insanların, seçmenlerin bizzat hayatlarında yaşadıkları ile, karşılaştıkları ile, karşılaşacaklarını da anlatmaya çalışan çalışmalar yapılmalı…
Bir yandan adalet sisteminde özgürlüklerin genişletileceği vaatleriyle topluma hikayeler anlatılırken, AİHM, AYM ve geçmiş yargı kararlarını dahi “umursamayan”, adeta “yok sayan” yargıya müdahaleler ve yargının da bu müdahalelere fiili olarak destek vermeleri sürerken, seçim sürecinde kuralların değiştirilme çabalarını ve gerekçelerini somut şekilde de anlaşılır kılmak gerek!
Önerimi de yineliyorum!
Yaşananlar, topluma ve geleceğe yaşatılanlar, bence profesyonel(!) siyaset kurumlarının ve siyasi partilerin boyunu aşar nitelikte sonuçlar ortaya çıkardı, çıkarmaya da devam ediyor…
Bir süre bu toplumsal ruh halindeki resmi ve seçilmiş(!) kişiliklerin eylem ve söylemlerine takılıp kalınacağına, birilerinin siyasetin bittiğini, bitirildiğini, şimdi sıranın acilen “sosyoloji” ve “psikoloji” alanında bilimsel saha çalışması yapılmasına önayak olması gerektiğine inanıyorum…
Hala, bunca olumsuzluklara rağmen ‘zulüm gördüğünü söyleyenler’ ‘zulüm edenlerin peşine takılmayı sürdürüyorlarsa’ ve yöneticilerini dahi değiştirmekten çekinir hale geliyorlarsa, bu tavır veya tavırsızlıkların kesinlikle araştırılması gerekmez mi?
Bugün sadece siyasal tercih sonucuna göre memnun ve galip hissindekiler bu ülkede yaşamıyor.
Memnun olmayanlar ve mağlup hissiyatındakiler de bu toplum içinde yaşıyorlar ve gelecekte yine hep birlikte, kendileri, çocukları ve torunları da bu ülkede yaşamayı sürdürecekler.
(Her ne kadar “giderlerse gitsinler” dense de…)
Aynılaştırılan kesimler, toplumun alışkanlıklarını sadece parti tercihleri olarak sıradanlaştırarak, toplum psikolojisini, sandık tercihlerindeki “holigan seçmenlikleri” adeta yok sayarak, “kim gelecek ki?”, “başaramazlar ki!”, “kadroları yok ki!” gibi gibi, gayet basit sözler ve gerekçelerle, özellikle Cumhuriyetimizi kuran parti “CHP” nin, şimdiye kadar beraber yol yürüyen “İYİ Parti”nin, “SP”nin, “DP”nin ve de hala bir ve beraber olduğu görülen DEVA Partisi ve Gelecek Partisi ile yaşanan “siyasi partiler üstü” çabanın yok sayılmasını, küçük görülmesini ve hala “Millet İttifakı” olarak iktidara gelemeyeceklerini bu topluma alışkanlıkları nispetinde baskılamaya devam ediyorlar…
Bu çabaları boşa çıkaracak ve farkındalıkları arttıracak söylemler, eylemler yapılabilmeli…!
Şimdiye kadarki en ciddi ve somut adım, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem” vaadiyle ilk kez 28 Şubat'ta toplanarak “mutabakat” metninin açıklanması ve yol haritasının topluma açıklanması oldu.
Bu mutabakatın içinin biraz zayıf kaldığına dair eleştiriler de oldu elbette.
Bakalım bu maddelerin altlarını, içeriklerini nasıl dolduracaklar?
AK Parti iktidarı dönemlerinde yapılan yanlış(!), eksik(!) uygulamaları düzeltici, düzenleyici ne gibi ayrıntılı çalışmaları toplumla paylaşacaklar?
Tüm teknik çalışmaların yanında asla unutulmaması gereken husus, AK Parti + MHP iktidarının çabalarını boşa çıkaracak ve toplumun kendilerine anlayabileceği gibi bir siyaset psikolojisi ile çalışmalarda bulunmaktan kaçınılmaması!
“Siyaset psikolojisi” çalışmalarının gereksiz görülmemesi!
“Siyaset psikolojisi” çalışmalarının gerekliliğinin farkına varılması!
Demem o ki;
Vakit kaybetmeden, “Siyaset Psikolojisi” alanında da yoğun bir çalışma sürecine girerek, toplumun toplum adına vereceği kararlarında, sandık tercihlerinde, gerektiğinde de toplumsal itirazlarında, bilinç ve farkındalık oranının artmasına yönelik çalışmalar acilen yapılmalı..!