Çetin Çıldır'ın Köşe Yazısı
1960 darbesi ve sonrasında dönemin başbakanı merhum Adnan Menderes'in sudan sebeplerle idamının ülke siyasetine çok önemli etkileri olmuştur. Eminim o dönemden sonraki iktidara aday veya iktidar olan tüm siyasetçiler bir çok gece rüyasında o idam sahnesini görmüşlerdir.
O dönemden hemen sonra üretilen ve aynı saçma gerekçeyle benzini bitti diye vazgeçilen devrim otomobilinin etkisi gibi. Bu dönem sonrasında neden yerli bir otomobil yapılamadı. Sebep bu projelere niyetlenen veya aklının ucundan geçiren herkes engelleneceğini biliyordu.
Aynı silah sanayisine yatırım yapan Nuri Killigil gibi. Yirminin üzerinde ülkeye ihracat yapan ancak Türkiye'ye satamayan!!! fabrikası patlatılıp tabuta konacak parçası bulunmayan Nuri Killigil gibi. Aynı intihar süsü ile öldürülen Aselsan mühendisleri veya düşen "Isparta uçağı" ve niceleri gibi. Bu ve bunun gibi tüm örnekler böyle bir niyeti olanlara gözdağıdır.
Nasıl siyasetçiler rüyalarında merhum Menderesin idam görüntülerini bol miktarda görüyorsa, milli savunma sanayine niyetlenenler de Nuri Killigil ve diğerlerini görüyorlardır. Bu ülkede yerli ve milli işler yapmanın bedeli vardır ve çok ağırdır. Selçuk Bayraktar’ın hemen her konuşmasında bu isimleri saymasının da altında yatan budur. Özetle geçmişte ya batırdılar ya da katlettiler söylemesi çok acı olsa da. Bunu da bu yola çıkanlar çok iyi bilirler.
Gelelim son Akıncı belgeseli meselesine.
Mevcut İHA ve SİHA'lar hem terörle mücadelede hem de Suriye Kuzey Irak ve en son da Libya'da ortaya koyduğu performans ile dikkatleri Akıncı projesine çevirmişti. Birinci olarak bu belgeselin kendisi ilk bölümde anlattıklarıma bir meydan okumadır. 2020 yılında denize inecek uçak gemisi ile ki aslında insansız hava araçları için tasarlanmış gemi ile birleştirildiğinde Türk savunma sanayini sınıf atlayacağı görülüyor.
Akıncı Tiha bu alanda önde sayılan devletlerin bir çoğunda olmayan teknolojiler ile donatılmış. Bu projede Aselsan roketsan ve tai'nin katkıları önemli . Toplamda tüm paydaşlar ile ortaya konan Akıncı alt modellerinin performansını görenlerde büyük merak uyandırıyor. Sadece birkaç SİHA ile Libya'da değişen dengeler bile ortaya çıkacak gücü anlatıyor. Havadan havaya bir uçağın taşıdığı tüm mühimmatı taşıyabilen uçak balislik füzeler ve yer hedeflerini vurma yeteneğine sahip bu alet sahibinin ifadesi ile teknolojiden fazlası. Belgeseli izlemeniz sadece oradaki genç pırıl pırıl kızlı erkekli mühendislerin heyecanını görmek için bile önemli.
Selçuk Bayraktar ve bu tarz savunma projelerinin siyasete en önemli etkisi ise turnusol kağıdı etkisi yapması. Avrupa basınının Orta Doğunun kaderini değiştiren türk diye manşetlere taşıdığı, Yunan medyasının üzerine programlar yaptığı bu isme son dönemdeki saldırılar dikkat çekici. Sezgin Tanrıkulu ile başlayan Veli Ağbaba ile devam eden Chp merkezli saldırılar hızlandı. Sezgin Tanrıkulu sihaları sivillere yargısız infazla suçlamıştı. Kendisi de gayet iyi bilir bu aletlerde yüz tanıma sistemi var ve bu nedenle de hangi teröristi imha ederse anında hangi listeden hangi ismin imha edildiği açıklanıyor. Bomba ile parçalanmış cesetlere dna testi yapılmıyor herhalde. Biliyor da neden bu iftirayı atıyor onu da siz yorumlayın. Gelelim Veli Ağbabaya bu şahıs istanbul büyükşehir belediyesinden Bayraktara 41 milyon önce para olmayınca kaynak aktarıldığını iddia ediyor. Selçuk Bayraktar bunun yalan olduğunu ve mahkemeye verdiğini açıkladı. Biz bu iddianın doğru olduğunu varsayalım ve onun üzerinden yorumlayalım. İktidar ve muhalefet belediyelerinin önemli bir bölümü saçma sapan konserlere , ne idüğü belirsiz dernek ve sivil toplum kuruluşlarına milyonlar aktardığını biliyoruz. Yeni Selçuk Bayraktarlar çıkarmayı hedefleyen bu projeye destek vermelerinin neresi eleştirilir.
CHP’nin bu eleştirilerini HDP eş başkanının "O koltuklarda bizim oylarımızla oturuyorsunuz " açıklaması üzerinden mi okumalıyız?
Kendisini milliyetçi muhafazakar demokrat olarak tanımlayan iyi partinin sözcülerinin ve tabanının sessizliğini de aynı pencereden mi okumalıyız ?
Peki Saadet Partisi veya Yeniden Refah Partisi gibi milli görüş temsilinde yarışan partilerin sözcü ve tabanlarının sessizliğini nasıl açıklayacağız. İlk yaptığı İHA’ya damadı olduğu Erdoğan'ın değil merhum Erbakan'ın ismini veren, Erbakan'ın şirket defterine " şahsiyetli müessese " yazdığı bu kuruma yapılan saldırılara sessizliğinizi nasıl anlamalıyız. Merhum Erbakan'ın en önemli hayallerinden birini hayata geçiren bir kişiye saldırılara sessiz kalmak yeni milli görüş konsepti mi? Hani Erbakan'ın ziyaret fotoğraflarını bol miktarda paylaşıyordunuz ya. Projenin mimarına evet hayata geçiren damatsa ret bu neyin çelişkisi. Sizi engelleyen damat olması ise bu kısır siyaset ile ülkeye ne verebilirsiniz. Milli Görüş bu şahsa sahip çıkmayarak tüm geçmişini inkar ediyor.
SON SÖZ
Ülkenin geçmişinde gözümüze sokulan her şeye rağmen bu alana yatırım yapan ve ülkeye değer katan her firma ve şahıs çok değerlidir. Ülkenin ayaklarının üzerinde durabilmesi bu insanların sayısının artmasına bağlıdır. 18 yıldır iktidarda olan bir partinin eleştirilecek çok yanı vardır muhalif siyasetçiler buraya odaklanabilirler. Siyasetin içinde olan diğer damat Berat Albayrak onunla uğraşın bırakın da adam işini yapsın. Bu topraklarda zayıf devletler yaşayamaz malum siyaset yapabilmek için de bir devlet şart. Bu ve bundan önceki tüm projelerde emeği geçen herkese SAYGILARIMLA !!!