İbrahim İnanç Çakıroğlu'nun Köşe Yazısı
Tunus’ta işportacı bir gencin kendisini yakması ile başlayan Arap Baharı Ortadoğu coğrafyasında çok hızlı etki göstermişti. Tunus’ta başlamasına rağmen Mısır, Suriye ve Libya’yı da etkisi altına alan Arap Baharı denen ama baharın güzelliklerini getirmeyen bu hareket Libya özelinde 42 yıllık iktidara sahip olan Muammer Kaddafi’nin devrilmesine hatta öldürülmesine sebep olmuştu. Kaddafi öldükten sonra siyasi istikrara bir türlü kavuşamayan Libya, sosyal buhranların ve ekonomik çöküntülerin sürmesine yol açmıştı. Öyle ki 10 yılı bulacak olan iç savaş ülkenin parça parça yönetilmesinin hala devam ettiği korkunç bir manzara içinde uluslar arası kamuoyunda tartışılmaya devam etmekte.
Libya’nın Bingazi şehrini 2014 yılından beri elinde tutan General Halife Hafter geçtiğimiz yılın Nisan ayında ‘’Trablus’u 1 haftada özgürleştireceğim’’ sloganı ile başkente harekat düzenleme kararı almıştı. Bir yılı aşkın bir zamanın geçtiği bu süreçte birçok Avrupalı devletin hatta Rusya gibi büyük bir gücün desteğini almasına rağmen istenileni veremeyen Hafter geçtiğimiz hafta aldığı büyük bir darbe ile stratejik önemi haiz ve 2014’ten beri hakimiyetinde bulundurduğu Vatiyye Hava üssünü ve kıyıdaki tüm yerleri kaybetti. Aldığı bu ölümcül darbe Hafter’in zemin kaybetmesine sebebiyet verebilir. Birleşmiş Milletler tarafından meşru yönetim olarak görülen Ulusal Mutabakat Hükümetini yok sayan ve yağmacı gibi davranıp Libya’nın petrollerine el koyan Hafter’in siyasal durumu destekçileri tarafından sorgulanacak kıvamda. Öyle ki en büyük destekçisi Rusya’nın, Libya Doğu Meclisi Başkanı Aguila Salih’i süreçte ön plana çıkarması olası bir duruma karşı alternatif aradığının en büyük göstergesi. Rusya’ya yakınlığı ile bilinen ve paralı asker temin eden ‘’Wagner’’ adlı şirketin basına yansıyan rakamlarına göre 2000’e(bölge için ciddi bir rakam) yakın milis göndermesi yine Rusya’nın hava savunma sistemi ‘’Panstir’’ vermesi geçen hafta yaşanan hezimete kadar sadece Rusya’dan aldığı desteği gözler önüne sermek için yeterli verilerdir. Ayrıca Rusya’nın Suriye’de ki Askeri üssünden 6 adet ‘’Mig’’ ve 2 adet ‘’Su-24’’ uçağı gönderdiği ve Suriye’den milis gücü topladığı iddiası hala daha Rus desteğinin devam ettiğini gösteriyor. Destekleri bununla sınırlı kalmayan Hafter’e, Stocholm Barış Araştırma Enstitüsü’nün yayımladığı son rapora göre Birleşik Arap Emirlikleri, Belarus ve Mısır gibi devletler doğrudan silah, araç ve gereç desteği veriyor. Avrupa devletleri olan Fransa ve Yunanistan ise siyasal desteğini Diktatör Hafter’den yana kullanıyor. Rusya’nın Suriye’de 50 dolara çalışan milisleri Libya’ya gitmeleri için 1000 dolar maaş, Suriye’ye döndüklerinde adli ve idari yargılamalardan muaf tutma sözü ve Rusya’nın himayesinde olduğunu gösterir kart verme taahhüdü de dikkate alınması gereken bir diğer destek girişiminin belgesidir. Yanı sıra 25 Rus Pilot’unun da bölgeye getirildiği iddiası da gelecekte Hava taarruz’unun delili gibi durmaktadır.
Bu veriler ışığında Türkiye Cumhuriyeti neden bölgededir ve neler yapmıştır…
(YAZININ DEVAMI YARIN )