Trendyol Süper Lig’in 12. haftasında Galatasaray’ı evimizde ağırladık.
Ligin zirvesinde namağlup gelen rakip sarı-kırmızılılar ama sahada, tribünde ve şehirde biz vardık, tüm Kocaeli, büyük coşkuyla yeşil-siyahın yanındaydı.
Statta saatler öncesi spor müdürüm Zafer Onar ve muhabir Dilara Büyükkardeşler ile bir araya geldik.

Stat çevresinde coşkulu taraftarlarımızı gördüğümde içim bir başka atıyordu. Skor hakkında herkes biraz çekimser konuşsa da ellerinde bayraklar, atkılar ve tezahüratlar farklı bir mesaj veriyordu.
Bu takım yalnız değil güçlü ve inanan bir taraftarı vardı.
Stadın içine girdiğimde ise o muhteşem atmosferi görmek inanılmazdı.
Maça saatler kala bile taraftarlar coşkulu ve inançlıydı.
Stat yavaş yavaş dolmaya başlarken ve o muhteşem atmosferi görünce içimde, “buradan zaferle çıkacağız” hissi büyüyordu.

Tribünler hiç susmuyordu, büyük bir inanç ve coşkuyla takımını destekliyordu. Sadece bir maç değil, bir şehrin birlikte yaşadığı, inandığı bir an vardı karşımızda.
Ve o tarihi maç düdüğü çaldığında Kocaelispor sahaya, lider takım karşısına hiç çekinmeden çıktı.
Ayağa pas, disiplinli oyun, cesaret ve inanç.
Her şey bir aradaydı.

Dakikalar ilerledikçe tribünlerdeki heyecan da artıyordu.
44. dakikada Dan Agyei sağ taraftan topu sürerek dar açıdan topu filelerle buluşturdu.
O gol, sadece topu ağlara göndermek değildi, kalplerimizi coşturdu, şehri ayağa kaldırdı ve ilk yarı bu skorla bitti.
İkinci yarıyı merak ediyorduk ama bizim takımımıza güvenimiz tam idi.
Tamda düşündüğüm gibi, ikinci yarıda Galatasaray baskıyı artırdı, ama biz geri adım atmadık cesurca bilinçli bir şekilde Galatasaray ataklarını savuşturduk.

Ve 83. dakikada Osimhen’in golü bir an nefeslerimizi kesti, tribünler sessizliğe büründü, sahada da bir uyarı vardı fakat VAR’dan gelen ofsayt kararıyla gol geçersiz sayıldı.
O an, adaletin, emeğin ve inancın nasıl birleştiğini gördük.
Bu karar tribünlerdeki coşkuyu daha da büyüttü.
Kalan dakikalarda sporda değişiklik olmayınca Kocaelispor’umuz sahadan galibiyetle ayrıldı.
Maçın ardından Kocaelispor’un tecrübeli futbolcusu Ahmet Oğuz, zaferin mimarları arasında taraftarlarımızı gösterdi.

Haklıydı, sahadaki 11 oyuncunun arkasında on binlerce inançlı kalp vardı.
Bizler de gördük ki, Selçuk İnan’ın takımı hem taktiksel hem ruhsal olarak hazırlaması, oyuncuların sahadaki özgüveni ve tribünlerin bitmeyen desteği. Maç sonunda Selçuk Hoca’nın ‘Bu şehir bu zaferleri hak ediyor’ sadece mücadele etmediler inandılar’ sözleri hepimizin duygularını özetliyordu.
Galatasaray cephesinde Okan Buruk mağlubiyeti olgunlukla karşıladı. ‘Kocaelispor bizden daha iyiydi, galibiyeti hak etti, kendilerini tebrik ediyorum’ dedi.
Futbol böyle bir şey işte; büyük küçük fark etmez, inanan kazanıyor.

Son düdük çaldığında skor Kocaelispor 1-0 Galatasaray yazıyordu.
Ama kazanan sadece bir takım değil, bir şehir olmuştu.
Kocaeli o gece yeniden kendine inandı.
Bu gece Kocaeli kazandı.
Sahada, tribünde, sokakta, kalplerde kazandı.
Çünkü futbol bazen sadece topun ağlara gitmesi değildi, bazen bir şehrin yeniden ayağa kalkmasıdır.
Ve o sonbahar akşamı, biz bunu hep birlikte yaşadık.