Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı
“Aynı hatayı iki kez yapamazsınız. İkinci kez yaptığınız hata değil, tercihtir.” diyor Steven Denn.
Ben bu cümleye çok katılıyorum.
Can dediklerimizin, bu tercihlerini gönlümüze ihanet olarak yazıyoruz.
Diğer taraftan ise 31 Mart sonrası bazı belediye başkanlarının yaptığı tercihlere saygı duyarak izliyoruz. Sanki daha önce yaşadığımız sürecin bir benzerini yaşıyoruz.
Biz alışkınız.
Parolamız gizli değil çok açık;
“Kim ne ile gelirse, onunla karşılık bulur”
Direnç seviyemizi ölçmek niyetinde olanlar, bilmeliler ki yine aynı sonuçla karşılaşacaklar…
Helallik isteyenlere yeni bir isim eklenir ancak biz de Mevlana kapısı değiliz bilinmesi gerekir.
İşte bütün bu denklemlerin ardından yaptığımız sadece analiz ve gazetecilik. En önemlisi hatamızı gördüğümüzde açık açık bu köşeden özrümüzü dilemişizdir.
Bir adım önde olmanın arkasında derinlikler arayanlar, özü asla göremeyeceklerinin farkında değiller…
Bin yıllık bir geleneğin, son adımının son küçük bir damlası olanı nasıl görsünler?
Bir damla bir okyanusa vesiledir, nereden bilsinler?
Biz yine olanı, olduğu gibi aktaralım.
Yazdığımızdan dost olan bir uyarı, düşman olan bir ok daha anlasın…
Önceki dönem Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nu en çok eleştirdiğim konu buydu. Çünkü bire bir görüştüğüm ilçe belediye başkanları en çok bundan sitem ederdi.
Neden mi bahsediyorum?
*Karaosmanoğlu’nun ilçeler arası adil hizmet dağıtmadığından,
*Gebze’ye giderken diğer batı yakası ilçelere uğramadığından
*İlçelere yönelik projelerde o ilçe belediye başkanı ile istişare yapmadığından
*Önemli etkinliklerde bazı ilçelere katılırken bazı ilçelere hiç gitmeyip başka isimleri görevlendirmesinden
*Ayda bir defa ilçe belediye başkanları ile oturmamasından
Bu yazdıklarımı o dönem Karaosmanoğlu kabul etmez, belediye başkanları ise teşekkür için arardı.
Şimdi diyorum ki Sayın Tahir Büyükakın yoğunsun, önemli sorumlulukların var ama bu yazımı bir uyarı olarak bence ciddiye al…
*Belediye Başkanları üzerine koordinatör ataman bence sağlıklı olmadı. “Beklemek lazım faydalı olabilir” demiştim ama ikilik dışında henüz bir fayda göremedim. İlçelerle ilgili gelişmelerde daha aktif olmalılar. İsim yazmama gerek yok, başkanlarla görüşmeyen koordinatörler var. Belediye başkanları gücendi. En azından bu gücenmeye müdahale et derim.
*31 Mart öncesi bir grubun veya bir abinin adayı olarak gözükmeyen denklemin dışından gelerek başkan adayı olmayı başaran isimlerden, birileri siyasi intikam almak adına mücadele edebilir. Buna müsaade etme derim.
*Belediye başkanları ile aylık toplantının yanında başkanlarla ayın belli bir gününde 3 saat o ilçe ve projeleri dinlemenin büyük katkısı olacağını düşünüyorum. Nitekim bu birebir görüşmeler başkanların daha heyecanla çalışmasına sebep olur.
*İlçelerin emek verdiği önemli projelerin açılışına mutlaka kendinizin katılmanızda büyük fayda var. Çünkü kitleler ve belediye başkanları sizi görmek istiyor.
*Bazı belediye başkanları kendileri çözüm bulamadığı konularda topu büyükşehire atıyor. Bunun farkında mısınız bilmiyorum. Bu dağ dağa küsmüş haberi yok misali tabanda veya bazı STK’lar, partililer arasında Büyükşehir’e karşı tepkiye dönüşüyor benden demesi…
Bu yukarıda yazdığım konularda adım atarsanız şehrin üzerinde daha hakimiyet kurmanıza yol açılır.
Ve Kocaeli kazanır.
Biz bu şehrin kazandığı her adımda varız…