Esas konumuza girmeden önce İlim Yayma Cemiyeti’nin tarihçesini kısaca hatırlatmak istiyorum.
İlim Yayma Cemiyeti, 11 Ekim 1951 tarihinde İstanbul’da 68 gönüllü kurucu tarafından kuruldu.
Kuruluş amacı; başta gençler olmak üzere toplumun eğitim seviyesini yükseltmek, millî ve manevi değerleri koruyarak yaymak, ihtiyaç sahibi öğrencilere barınma, burs ve eğitim desteği sağlamaktır. Yani yukarıda ifade edilen kuruluş amacı, vakıf kültürü ile hareket eden bir yapının temelini oluşturmaktadır.
Kuruluşundan bugüne kadar gönüllülük esasına göre çalışmalar yapılmakta, “almaktan çok vermek” anlayışıyla hareket edilmektedir. Ülkemizde ve Kocaeli’de önemli hizmetler, genel merkezin çizdiği rota doğrultusunda ilerlemekte; kurumsallık ve günümüz koşullarına uyum sağlayarak başarı elde edilmektedir.
İlim Yayma Cemiyeti Kocaeli Şubesi’nin 2009 yılından bu yana 6 dönemdir başkanlık görevini yürüten Fevzi Utaş ve yönetim kurulu, dün akşam ani bir kararla istifa ettiklerini açıkladı.
Aslında yaklaşık 2 aydır yaşanan sıkıntılardan haberdardım. İlim Yayma Cemiyeti gibi gönüllü hareketlerin zarar görmemesi adına durumu kaleme almamıştım. Ancak dün akşam Fevzi Utaş ve yönetim kurulundan bazı isimlerin yayımladığı “zehir zemberek” açıklama, benim de bu konu hakkında bildiklerimi yazmamı zorunlu kıldı.
Şehrimizdeki tüm basın-yayın organları bu sert açıklamaya yer verdi. Ancak gazetecilik, yalnızca bir tarafın açıklamasını yayınlamak değil; konunun muhatabına da söz hakkı tanımaktır.
Ben de İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün’e cep telefonundan ulaştım.
Kendisi, iki dönem Sarıyer Belediye Başkanlığı yapmış, 2012 yılında İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanlık görevine gelmiş, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Enstitüsü mezunu olması nedeniyle bir nevi meslek büyüğümüz.
Tülün, telefonunu doğrudan açtı. Kendimi tanıttıktan sonra Kocaeli Şubesi Başkanı Fevzi Utaş’ın açıklamasını okudum ve bu konuda görüşlerini almak istediğimi belirttim.
Öncelikle söylemeliyim ki, onun yerinde olsam bu kadar sakin ve hümanist bir yaklaşım sergilemezdim. Ancak uzun yıllardır tanıdığım Fevzi Utaş ile ilgili olarak Genel Başkan Yusuf Tülün, vakur bir duruş sergileyerek şu ifadeleri kullandı:
“Onlar bizim kardeşlerimizdir. Bize düşen görev kucaklaşmaktır. Kardeşlerimize teşekkürden başka bir cevap vermek bize yakışmaz. Bu kurumlar, gönüllülük esasına göre hareket eden insanların oluşturduğu topluluklardır. Bizler çay paramızı bile cebimizden öderiz. Bu nedenle gönüllü kardeşlerimize tekrar teşekkür ederiz. Her kurumda olduğu gibi iç yapımızda bazı kriterler ortaya koymak durumundayız. Metal yorgunluklar olabilir, performans kriterleri vardır. Yurt yönetmelikleri, şube kriterleri, başarı kriterleri vardır. Arkadaşlarımıza bir yıldır bu konuda genel merkez perspektifleri doğrultusunda bilgilendirmelerde bulunduk. Formatlarımız var. Sonuçta 190 şubesi, 158 yurdu ve gençlik merkezleri olan bir yapıdan bahsediyoruz. 75. yıl hazırlıklarımız sürmektedir. İlim Yayma Cemiyeti’ni daha yukarılara taşımak adına çalışıyoruz. Yine söylüyorum, kimseye kırgın değiliz. Hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. İlim Yayma Cemiyeti’ni vakıf hassasiyetiyle projeler üretmeye ve birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”
Dediğim gibi, İlim Yayma Cemiyeti bir isimden çok daha büyük bir yapı. Binlerce gönüllünün maddi katkısı, bedensel emeği ve duaları ile kurulmuş bir yapı. Özellikle yurtlarıyla, çocuğunu nasıl okutacağını kara kara düşünen ailelere nefes aldıran bir yapı.
Her zaman bardağın dolu tarafına bakmamız, hizmet ettiğimiz kurumlara zarar verecek hareketlerden kaçınmamız gerekir.
Sağlıcakla kalın.