Fatıma Nur Uçar'ın köşe yazısı
Akıp giden bu hayatta insanoğlu, sürekli bir koşuşturmacanın peşinde. Ne dünyaya ne de kendine yetişebiliyor. En büyük yanlışı, kendi benliğinden ve varlığından uzaklaşmak olduğunu fark edemiyor. Böylece, karmaşık yollar içinde kaybolup gidiyor.
Gel, biraz soluklan ve kendi içine bak! Derin bir nefes al ve aldığın nefesi yüreğinde, ruhunda hisset. Nereye gidersen git, hangi yola saparsan sap, peşinde taşıdığın benliğini geride bırakamazsın. Öyleyse kendine dön, içine bak ve kendi güzelliklerini keşfet. Doğrunla, yanlışınla, varlığınla barış.
İnsanların iyiliğiyle ya da kötülüğüyle kendini yüceltme ya da küçültme çabasından vazgeç artık. "Herkes kendine putuna şirin, başkasının putuna İbrahim" olduğu zihniyetten sıyrıl. Dur ve tekrar derin bir nefes al. Sen, sensin ve bundan ibaretsin.
Seni varacağın noktaya götürecek olan da, her daim peşinde olacak olan da, yalnızca kendi benliğin ve ruhundur.
Bugün dur ve düşün:
Ben kendimi ne kadar tanıyorum?
Ruhumla barışık mıyım?
Kendi içime bakabilecek kadar erdem sahibi miyim?
Bugünü kendine ayır, dostum…