Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı
Menfaat,
Çıkar,
İş,
Para,
Rant…
İşte bütün bunlar büyük sınavdır.
Ne ilke bırakır,
Ne dava bırakır,
Ne ideoloji bırakır,
Ne ahlak bırakır.
Bütün bunları yaşayarak görüyoruz.
Bütün bunları üzülerek görüyoruz.
Kimler, kimlerle beraber.
Kimler kimleri sattı.
Ve bu tablo iktidar gücünü elinde bulunduranlara göre değişir.
Nasıl mı?
Örneğin 28 Şubat dönemi;
Zor günlerde dönekler hemen Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın yanından uzaklaşmış ve dönemin otoritesine şirin mesajlar vermiştir.
Sonra makamlara, mevkilere gelmişlerdir.
Şuanı düşünelim…
Adam Ak Parti’yi yerden yere vuruyor,
Muhafazakarlık ile kavgası var.
Milliyetçilerle kavgası var.
Ruhen Ak Parti’ye asla uygun değil…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hiç sevmiyor.
Bir yazılarına bakıyorsunuz aman Allah’ım.
En koyu Ak Partiliden daha Ak Partili.
Bir araştırıyorsunuz eşi, kardeşi belediyede işe giriyor.
Her gün hükümete küfür ediyor,
Bir bakıyorsunuz belediyelerden ayrılmıyor.
Ermeni soykırımı paylaşımları yapıyor,
Bir bakıyorsunuz Ak Partili belediye başkanlarının dizinin dibinde…
İşte bunlar gerçekler…
Bunu sadece Ak Parti olarak düşünmeyin.
İzmit Belediyesi’ni CHP kazandı.
Yıllardır tanıdığım Ak Partili olduğunu düşündüğüm isimler biranda CHP’li oldu.
Atatürkçü oldu, yılların CHP’lisi oldu.
Meğer sabırla, yıllarca bugünü beklemişler.
İkisinin ortak noktası var.
Siyaset dönekleri seviyor.
Dönek olmamak bedel ödemektir.
Kavga etmek, dışlanmak, yalnız kalmaktır.
Gördüklerine üzülmek, içerlemektir.
Samimi olmak, dertlenmektir.
Herkes kaçmaya başladığında yükü omzuna almaktır.
Kimse kalmadığında değeri anlaşılmaktır.
İşin özü siyaset dönekleri sever.
Dönekler kıymetlidir.
Dönekler en öne oturtulur.
Dönekler her yöne kullanılabilir.
Dava adamları delidir.
Doğruyu haykırır, sevilmez.
Selam olsun onlara...