İnsan en çok nefes alabilmek için yaşıyor aslında…
Her hafta sonu bütçemize göre bir yerde doğaya kaçmaya çalışmamızın sebebi bu. Şehir hayatının gürültüsünden, stresinden uzaklaşıp doğal bir ortamda huzur bulmak hepimizin ihtiyacı. Bu ihtiyacı en çok da pandemi döneminde anladık. Maskelerin içinde nefessiz kalmıştık, kendimizi dağlara, yaylalara, köylere attık. Köy evlerinde, şehirden uzakta, doğal alanlarda nefes almaya çalıştık. İnsan doğaya kaçtıkça, doğanın bir lüks değil ihtiyaç olduğunu fark etti.

Peki bunu neden anlatıyorum?
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kent Konut aracılığıyla Kocaeli Stadyumu’na giden yol üzerinde, eski askeri kışla alanında yeni bir proje yapılacağını açıkladı. Projenin sanal görsellerini gördüm. Hatta belki de ilk defa ben paylaşacağım, başka bir yerde görmedim.
“Tahir Bey bu projeyi gözden geçirmeli” dememin sebebi tam olarak burada başlıyor.

Türkiye’nin birçok şehrinde en güzel doğal yeşil alanlar yıllarca askeri bölgeler sayesinde korunmuş durumda. Çünkü bu alanlara dokunulmadı. İzmit merkeze yakın, stadyuma komşu olan bu bölgede insanların nefes alabileceği doğal bir alan kalmamışken, elde kalan son yeşil alanlardan birini betonlaştırmak büyük bir hata olur.

Alikahya halkı yıllarca İzaydaş’ın kokusunu çekti. Bari şimdi bu insanlara bir güzellik yapılsın. Bu alan oksijen deposu, sosyal yaşam alanı hâline getirilsin.
Benim önerim net:
· Alanın %80’i doğal yaşam alanı olarak kalsın.
· Geriye kalan kısmına da betondan değil, ahşap ve doğa ile uyumlu sosyal yapılar yapılsın.
· İnsanların nefes aldığı, yürüyüş yaptığı, çocukların oynadığı bir alan olsun.

Projeyi gördüm: Çok katlı rezidanslar, toplu konutlar, AVM tarzı yapılar, havuzlu siteler, resmi kurum binaları…
Kâğıt üzerinde müthiş bir gelir kaynağı gibi duruyor. Ama para kazanırken insan kaybedilecek.
Evet, belki bu projeden müteahhitler para kazanmayacak. Belki belediyenin bütçesine katkı sağlamayacak. Ama insan kazanacaksınız, bir toplumu kazanacaksınız. Bu hayatta her şey para demek değildir.
Bu proje “biz uygun gördük, böyle yaptık” projesi olmamalı. Bu bölgede yaşayan insanların fikri alınmalı. İstişare edilmeli. Çünkü orada yaşamayan değil, orada yaşayan bilir.

Ben gençlik yıllarımda Alikahyaspor’da oynarken idmanlarımızı burada yapardık. O alanın huzurunu, doğasını, o nefes alma hissini bilirim. Şimdi o huzurun yerine beton yığını dikmek, bir bölgenin hafızasını silmek olur.
Tahir Bey’e sesleniyorum:
Kıymayın bu doğal alana.
Topluma kutu gibi, üst üste yığılmış beton yaşamlar değil, nefes alınacak oksijen alanları lazım.
Lütfen bu projeyi tekrar gözden geçirin.
