Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Yoğun ve yorucu bir mesleğimiz var. Yoğunluğa karşılık elimden geldiği kadar, davet edildiğim toplantıların çoğuna katılmaya çalışıyorum. Dün Saadet Partisi’nden sevdiğim bir isim arayarak İl Divan Toplantısına davet etti.

Gazeteci sahadaysa altı dolu analizi yapar” derim hep…

Bu düşünce ile Sabancı Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen İl Divan Toplantısına katıldım.

Girişte çok eskiden tanıdığım sonra Genel Başkan Yardımcılığı yapan Sinan Ejderoğlu ile karşılaştık. Biraz geçmişi konuştuk, ülke ekonomisini değerlendirdik. Partililerin kendisine ilk gün gibi ilgi duyduğuna şahit oldum. Özellikle Kandıralı partililer “Nerelerdesin başkanım” diyerek sarıldılar.

Parti içi ilk eleştiriyi orada yakaladım. Milli Görüşçü Kandıra’dan bir amcamız, partisinin Genel Başkan Yardımcılığı yapmış bir isme şöyle dedi; “Ulusal kanallara çıkartılan isimlere dikkat edin. Karşısında ki susturmayı başarıyor, o susturuyorsa sen daha çok konuşacaksın” bunun üzerine Ejderoğlu, “Notumu aldım” diyerek partilileri ile sohbete devam etti.

Ne kadar önemli bir detay…

Partinin tabanında olan bir isim tepkisini anında dile getiriyor. Çünkü kendisine göre Allah rızası için orada, bir siyaset olarak görmüyor. Davası bu. Makam ve beklentisi yok. Kongrede tekrar listeye yönetime girer miyim derdi yok…

***********

İçeri girdik.

Saadet Partisi Kocaeli İl Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Doğu Uslu’ya her zaman ki gibi ilgi ve alakasından dolayı teşekkür etmek isterim.

Yerimize geçtik.

Mecliste bulunan partiler, bırakın etkinliklerini kongrelerinde Sabancı Kültür Merkezini dolduramazken bir danışma toplantısında Sabancı Kültür Merkezi tıka basa doluydu.

Başımı çevirdim.

Yıllarını milli görüşe vermiş 60 ile 70 yaş arasında partililer,

Salonun sağ ve sol taraflarında 17-25 yaş arası gençler,

Genç kızlar, kadınlar, teyzeler…

7’den 70’e herkes oradaydı.

Cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, onlarca milletvekili çıkartan ve içinden defalarca yeni partiler doğan milli görüş yine diri ve kendisini güncelliyor.  

Altın cümle şu; “kendisini güncelliyor”

Çoğu parti bir sonraki kuşağa ilkelerini aktaramadığı için partiler çöplüğüne gitmiştir ancak Saadet Partisi kuşaktan kuşağa devam edeceği çok açık.

Neden böyle diyorum?

İl Başkanı Zafer Mutlu konuşurken arkadan bir çocuk ağlaması geliyordu. Sanki o çocuğun ağlaması bana “20 yıl sonra bu bayrağı ben taşıyacağım” diyordu.

********

Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı Zafer Mutlu’nun danışmada yaptığı konuşma gerçekten çok iyiydi. Sıkmadı, parti tarihini anlatarak boğmadı. İktidara ekonomi ve ahlak noktasından yüklendi, çoğu eleştirisi bir gerçekti. Güncel sorunlara, İrem Derici gibi Kocaeli’nin gündem maddelerine nokta atış yaptı;

CHP'li belediye bir şarkıcı getiriyor. Terör örgütüyle bağlantısı var iddiasıyla ortalık karışıyor. Ama AKP'li belediye Karfest'e şarkıcı getiriyor. 'Burada olmayan melekler bir yerimi öpsün' diye ahlaksızca bir ifade kullanıyor. Hiçbir şey olmuyor”

Bu açıklaması çok doğru değil mi?

İrem Derici’yi İzmit Belediyesi getirseydi şimdi yerel medyada kıyamet kopartırlardı. Büyükşehir olunca görmezden gelmiyorlar mı?

*********

Sonra meclis konuşmalarından takip ettiğim Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Nazır Cihangir İslam kürsüye çıktı.

Sayın İslam, konuşmasında deprem, ekonomi, bayrak krizi gibi başlıkları değerlendirdi. En heyecanlı konuşmasını yaptığı konu ise KHK’lar oldu. Sanırım kendisinin de bir KHK’lı olmasından dolayı verdiği mücadeleyi anlattı;

“KHK olayı ülkenin gördüğü en büyük zulümlerden birisidir. Bana zulmüyle ayakta kalan birini gösterin bunlar da kalır diyeceğim ama gidecekler. Suçu var mı yok. Görevine iade edin diyoruz. Devlet aklı bununla çalışmak istemiyor diyorlar. Devlet aklı dedikleri bunları aklı. Bu ülkeye hukuku getirene kadar mücadele edeceğime söz veriyorum”

Sayın İslam için tam bir Saadet Partili, milli görüşçü diyemem. Diyen varsa bence yanılıyor. Şu bir gerçek farklı bir tanıtım gücü var. Ancak bu tanıtım Saadet Partisi’ne eksi de yazıyor artıda. Bu durumu parti dinamiklerinin değerlendirmesi lazım. Nitekim Cihangir İslam özgünlüğünü inkar etmiyor. Şöyle denilebilir Cihangir İslam ile Saadet Partisi Genel Merkezi ortak noktalarda buluştu…

Danışma toplantısında beni çok heyecanlandıran bir detay ise Cihangir İslam’ın konuşmasının sonunda yaşandı. Divan Başkanı Zafer Mutlu programı basına kapatmadan bir soru alacaklarını söyledi.

Daha sonrasında Saadet Partisi İl Yöneticisi olduğunu öğrendiğim Selman Çoban elini kaldırdı ve iktidar medyasının günlerce haber yaptığı Berlin Konferansını sordu.

Nedir Berlin Konferansı?

Almanya'nın başkenti Berlin'de "Demokratik Türkiye için Toplumsal Sözleşme Arayış" adlı konferans düzenlendi. Bu konferans FETÖ’cüler ve PKK’ya yakın isimlerin düzenlediği ve Saadetli Cihangir’in destek verdiğini topluma anlatıldı.

Aslında Selman Çoban, sokakta sahada karşılaştığı eleştiriyi direk muhatabına cesur bir şekilde sordu.

Bu o kadar kıymetli bir değer ki…

Düşünün Kandıralılara “Çöpünüzü evinizde yakın” diyen Ak Parti Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’e hangi il yöneticisi basın önünde “Bu açıklama doğru muydu? Neden yaptınız?” diyebilir.

CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan’a hangi CHP’li gazetecilerin önünde “Yerel yönetimlerde yaptığın bazı eleştirilerin içi dolu değil bu durum partimize zarar veriyor, dersinize neden sıkı çalışmıyorsunuz?” diyebilir…

MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı’ya hangi MHP’li il yöneticisi “Kocaeli’ye neden zaman ayırmıyorsunuz, partililer düğününde, cenazesinde sizi görmek istiyor?” diyebilir…

İşte bu milli görüş ruhu…

Vatandaşın merak ettiğini cesur bir şekilde sordu;

Beklentisi yok.

Cihangir İslam ise şöyle cevap verdi;

 “Beni yanlış çağırmışsınız ben bir Müslümanım dedim. Davet edildiğiniz yere giderseniz. Kimliğinizle orada duruyorsanız, çıkar fikirlerinizi söylersiniz. Gittim gerekenleri söyledim. Kendi kimliğimle orada durdum. Parti kimliğimle gitmedim, Cihangir İslam olarak gittim. Yine çağırırlarsa yine giderim”

İlkeli ve cesur bir adam Cihangir İslam.

Benim anlatmak istediğim ise parti içi demokrasinin somut bir örneğini sizi gösterebilmek.

Sonuç olarak;

Saadet Partisi’nden yeni parti çıksa,

Her parti milli görüşçü olsa,

Bölündü bitti denilse de mutlaka,

Biri çıkıp Saadet Partisi var diyecektir…