Çetin Gürol'un Köşe Yazısı

Emeklilikte Yaşa Takılanlar ile ilgili olarak hükümet yeni bir çalışma başlattığını hükümete yakın gazete ve televizyonlardan daha fazla duymaya başladık.

İşin gerçeği iktidara yakın gazete ve televizyon kanalları pek fazla haber yapmazdı. Hatta bu konuda ölü taklidi bile yapıyorlar, bununla ilgili tartışma programlarında sorular sorulunca da hükümetin böyle bir çalışması yok. Ülkenin ekonomisi batar gibi söylemler ile biz EYT’liler adeta öcü gibi gösteriliyorduk.

Hatta bazıları ise Emeklilikte Yaşa Takılanları, Erken Emeklilik isteyenler gibi de sınıflandırarak vatandaşların önüne atma çabalarını da unutmuş değiliz.

Herkes ektiğini biçer.

Birincisi EYT mağduriyeti 8 Eylül 1999 yılında görevde olan 3’lü koalisyon döneminde çıkan yasa ile başladığını aklımızın bir köşesine koyalım.

Şimdilerde televizyonlarda ve sosyal medya mecralarında atıp tutan Yaşar Okuyan bunun en büyük müsebbibi, bana göre de yasal anlamda hak gaspını başlatan kişidir.

Onun için Yaşar Okuyan’ın söylemlerinin benim için hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.

İkincisi 3’lü koalisyon hükümetinin ortağı olan MHP’nin lideri Dr. Devlet Bahçeli, bu yanlışı görmüş olacak ki, 2016 yılında yaptığı seçim öncesi konuşmalarında ve vaatleri arasına EYT sorununun çözümlenmesi noktasında ifadelere yer vermiştir.

Sayın Cumhurbaşkanına bu konu ile ilgili bugüne kadar yanlış aktarım yapan bürokratları da Allaha havale ediyoruz.

Sanki bu ülkenin sırtına bir yükmüş gibi gösterilen bizlerin esasında yasal haklarımızı istemekten başka bir talebimiz olmadığını, tek davamızın ekmek davası olduğunu da belirtmek isterim.

Umarım hükümet yetkilileri konunun bir tarafı olan EYT Dayanışma Derneği Başkanı Gönül Boran Özüpak ve yöneticilerini de yasa çıkmadan önce dinlerler.

Artık ok yaydan çıkmıştır ve umarım asgari müşterekte buluşulacak bir kanun hazırlığı yapılır.

EYT’nin çıkarılması kadar çok önemli bir gerçek ise ABO’dur.

Aylık bağlanma oranı ile ilgili olarak 2000 yılı öncesinde 7200 prim gününü dolduranlar maaşın % 60’ı bağlanırken, 2000-2008 yılları arasında bu oran % 55’e, 2008 yılı sonrasında ise % 28’e düşürülmüştür.

Mesela benim 14 Haziran 1995 yılında sigorta girişim oldu. Bugün itibariyle 7186 günüm olduğundan emekli maaşım belirlenmesi için 1995-2000 yılları arasında % 60, 2000-2008 arası %43, 2008’den günümüze kadar olan bölümde ise % 28 oranla çarpılacak ve sonrasında emekli maaşım belirlenecek.

Ben yazarken bile çok zorlandım. Anlayacağınız bu karmaşanında göz önünde bulundurulması ve 4,5 milyon EYT’liye ona göre ABO’nun düzeltilmesi müjdesinin verilmesini talep ediyorum.

Bu konu ile ilgili olarak geçtiğimiz yıllarda, “ EYT’yi bırak, ABO’ya bak” başlıklı yazımdan dolayı ciddi tepkiler aldım. Ancak şimdi bana tepki gösterenler şimdi ABO içinde feryat ediyorlar.

Onun için kimsenin arka bahçesi değiliz. Kimseye yaranmak içinde bu uğurda koşturmuyoruz. Tek derdimiz yasanın geriye dönük işletilmesi noktasındaki hatanın düzeltilmesidir.

Yineliyorum, EYT ve ABO birlikte bir bütündür.

Sağlıcakla kalın.